Genel

Zezé’nin hikâyesi kimin için?

Melisa Vardal –Bir çocuğun omuzlarına yüklenmiş yoksulluk, şiddet ve erken büyümenin sancısı… José Mauro de Vasconcelos’un “Şeker Portakalı”nda küçük Zezé, hem hayal gücüyle kendine sığınacak limanlar bulur hem de acının en çıplak hâliyle tanışır. Bu yüzden roman, kimi okur için unutulmaz bir çocuk klasiği, kimi içinse aslında yetişkinlerin kalbine dokunan sert bir yüzleşmedir. Peki Zezé’nin hikâyesi çocuklar için fazla ağır mı, yoksa onların acıyla ve empatiyle tanışabileceği güvenli bir alan mı? Bu sorunun peşine düştük. İşte yanıtları…

Haberin Devamı

‘Başlı başına bir ‘sindirme ve işleme’ kitabı’

■ Irmak Gültekin Uysal / Klinik Psikolog-Psikoterapist-Yazar

Bir kitabın yetişkinlere mi yoksa çocuklara mı hitap ettiği konusu yalnızca metne değil okuyucuya da dairdir. Okuyucu, çocuk veya yetişkin olması fark etmeksizin nasıl bir iç dünyaya sahiptir, ilk önce bunu düşünürüm. Okuyucunun duygu yelpazesi geniş mi; yani pek çok farklı duyguyu hissedebilir ve adlandırabilir mi? Duyguları işleme ve anlamlandırma becerileri nasıl; yani onlar iç dünyasında sindirilemeden ham hâlleriyle mi kalır yoksa onları işleyip kendi dünyasına katabilir mi? İşte önce bu gibi soruları okuyucu için düşünmeliyiz bana kalırsa. Bu düşüncelerin açacağı alan, okuyucunun iç dünyasına uyumlu bir cevap bulabilmemize yarar. Bu bağlamda “Şeker Portakalı”nı başlı başına bir ‘sindirme ve işleme’ kitabı olarak görüyorum. Bizi zorlu deneyimleri hissetmeye ve anlamaya yöneltebilen davetkâr bir kitap “Şeker Portakalı”. Geç çocukluk ve ergenlik dönemlerinde bu davete daha rahat icabet edilebileceğini bilişsel açısından düşünsem de, tüm çocukları veya yetişkinleri böyle bir kümelendirmeyle sınırlandırmak bana uygun gelmiyor.

Haberin Devamı

‘’İlk gençlik çağı’na uygun’

■ Metin Celâl / Yazar-şair

Bazı kitapları sınıflandırmak kolay değil, Vasconcelos’un “Şeker Portakalı” da öyle kitaplardan. O nedenle bazı yayıncılar çocuk edebiyatı dizilerinde yayımlarken bazıları da yetişkinlere yönelik dizilerde yer vermiş. José Mauro de Vasconcelos’un “Şeker Portakalı” kitabı, ilk bakışta çocuk kitabı gibi görünse de, aslında çok katmanlı bir anlatıya sahip. “Şeker Portakalı” tıpkı “Küçük Prens” gibi, hem çocuklara hem yetişkinlere hitap eden nadir eserlerden. Çocuklar Zezé’nin macerasını okurken onun hayal gücüne kapılır; yetişkinler ise o hayal gücünün ardındaki kırılganlığı ve acıyı görür. Bence “Şeker Portakalı”, ‘ilk gençlik çağı’na uygun bir kitap.

‘Şimdi olsa yayımlanmazdı’

■ Keriman Güldiken / Çocuk kitapları editörü

“Şeker Portakalı” bugün bir dosya olarak önümüze gelse büyük ihtimalle yayımı onaylanmazdı. Bunu pek çok klasik için söyleyebiliriz. O zaman belki de klasikleri değil bugünkü bakışımızı sorgulamamız gerekiyor. Klasikler, gerçeği tüm çıplaklığıyla önümüze sererek içimizdeki boşlukları doldurdukları için klasik oluyorlar biraz da. Artık boşluklar kimin içindeyse… Bir yetişkin ya da bir çocuk…

Haberin Devamı

‘Çocukların kavraması mümkün mü?

■ Gülten Dayıoğlu / Yazar

Ben “Şeker Portakalı”nı daha geç bir dönemde, otuzlu yaşlarımda okudum. O yıllar yazarlıkta yükselişe geçtiğim dönemlerdi ve kitabı elime aldığımda, “Bunu çocuk kitabı olarak örnek alamam” diye düşündüm. Çünkü bana göre “Şeker Portakalı” bir çocuk kitabı değil, yetişkinlere seslenen bir kitaptı. Çocuk kitabı yazarı olarak hep şunu sorguladım: Çocukların böylesine incelikli bir eseri kavrayabilmesi mümkün müydü? Ortaokul ve lise yıllarımda öğretmenlerim bana edebiyatın en tanınmış eserlerini okutmuştu. Klasikleri önüme serdiler, yolumu onlar açtı. Fakat “Şeker Portakalı” hiçbir zaman o listelerde yer almadı. Sonradan okuduğumda, öğretmenlerimin listesinde çıkmamasına şaşırmadım. Çünkü çocukların dünyasına kolayca hitap edebilecek bir kitap değildi. Bugünün çocukları için belki durum farklı olabilir. Belki onlar “Şeker Portakalı”nın özünü emmekte zorlanmayabilirler. Ama kendi adıma, ben hiçbir zaman onu bir çocuk kitabı olarak görmedim.

Haberin Devamı

‘Çocukları hafife mi alıyoruz?’

■ Arlin Çiçekçi / Yazar

“Şeker Portakalı” etrafında dönen “Çocuklar için uygun mu?” tartışması bana şu soruyu sorduruyor: Çocukları gereğinden fazla hafife alıyor olabilir miyiz? Neyi anlayıp neyi anlayamayacaklarına karar vermeye ve onları acıdan korumaya çalışıyoruz. Ve belki de ‘gerçek’ten ve empati yapma olanağından da uzaklaştırıyoruz. Bunu Byung Chul Han, Palyatif Toplum’da acıyı yok sayma eğilimi ve refleksiyle açıklıyor; “Günümüz toplumunda acı, gizlenmesi ya da giderilmesi gereken bir şeydir.” Bu refleks, sanırım çocuklara uygun gördüğümüz eserler seçkisinde de devreye giriyor. Oysa edebiyat, “Şeker Portakalı” örneğinde olduğu gibi, çocukların acıyı ‘güvenli’ biçimde tanımasını sağlayan bir alan. Uzman değilim ama kurmacanın sunduğu bu güvenli alanı değerlendirerek, “Şeker Portakalı”nın bir yetişkinin rehberliğiyle çocuklara okutulmasının faydalı olduğunu düşünüyorum. Bir çocuğun bu türden bir hikâyeden alacağı mesajlar, tek başına sindiremeyeceği bir yük hâline gelebileceğinden, acıyla olan bu ilk mesaisinde elinden tutmanın, neler hissettiğini ve ne anladığını sorarak üzerine konuşmanın da elzem olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

‘İnsan olarak bizi şekillendiren romanlar’

■ Asuman Kafaoğlu-Büke / Edebiyat eleştirmeni

Bazı romanlar çocukları anlattığı için onları çocuk edebiyatı sanıyoruz; hâlbuki bir çocuğu anlamak, hissetmek için çocuk olmamız gerekmiyor. Ben “Şeker Portakalı”nı ortaokuldayken okudum. İlk okuduğum romanlardan biriydi. Aynı dönemde “Siyah Orfe” diye bir Brezilya filmi izlemiş olduğum için, Rio sokaklarında ayakları çıplak, arabaların peşinden koşan yoksul çocukların görüntüsüyle okumuştum romanı ve çok duygulanmıştım. Ve yıllar, yıllar önce okumuş olmama rağmen Zezé’yi unutmadım. Aslında klasik romanlara baktığımızda çoğunun çocuk ya da ilk gençlik romanı olduğunu görüyoruz: “Moby Dick”, “Robinson Crusoe”, “Çavdar Tarlasında Çocuklar” bunların hepsi küçük yaşta okunan eserler ve belki de bu yüzden okur olarak – ve hatta insan olarak – bizi şekillendiren romanlar.

‘Her yaştan okura’

■ Sinem Çelebioğlu / Çocuk kitapları editörü

Bazı kitaplar vardır ki biz yazarın çocukluğuyla tanışırız. İnşa edilen kahraman çocuktur, kendisidir ve onun yaşadıkları gerçektir. “Şeker Portakalı” ve serinin devamı, tam da böyle bir yüzleşmedir. Vasconcelos’un çok kısa sürede yazsa da “Ama onu yirmi yıl yüreğimde taşıdım,” diyerek tanımladığı “Şeker Portakalı”, duygunun merkezde olduğu ve sadece acıyı değil, şiddeti, iletişimi, öfkeyi, hayal kırıklıklarını ve sevgiyi de beş yaşındaki bir çocuğun omuzlarına bıraktığı bir hesaplaşmadır. Her şeye rağmen “Sevgi her zorluğu çözer!” önermesine tutunan ve yazarın, kalplerin mutlulukla güneş gibi parlamasının tek yolu sevmektir inancını vurguladığı bir metindir. Dolayısıyla on iki yaştan itibaren gençlerin ve yetişkinlerin, duyguları tanımasına ve hayatı derinden sorgulamasına vesile olan bu eser, yalnızca çocuk edebiyatı sınırlarında kalmayıp her yaş okura seslenen evrensel bir kitaptır.

Haber Kaynak : MILLIYET.COM.TR

“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
batum escortstbilisi escortbatum escortbayan escortბათუმის ესკორტიtbilisi escortsescort batumHoliganbetRize escorttrabzon Escortşehirler arası nakliyatdeyneytmey boynuystu veyreyn siyteyleyrdeyneytmey boynuystu veyreyn siyteyleyrdeyneytmey boynuystu veyreyn siyteyleyrTestescort bayanadıyaman escortankara escortyozgat escorttunceli escorttrabzon escorttokat escortsakarya escortşırnak escortsiirt escortmilas escortmarmaris escortkilis escortkars escortinegöl escorthakkari escortedirne escortdiyarbakır escortdenizli escortçorlu escortbodrum escortbayburt escortamasya escortısparta escort